Alemşümul Ne Demek? Küresel Bir Kavram mı, Yoksa Soyut Bir Anlam Arayışı mı?
Giriş: Alemşümul Kavramı Hakkında Gerçekten Ne Biliyoruz?
Alemşümul, kelime olarak büyük bir iddiaya sahip: Her şeye ait, her şeyin kapsamını içine alan, evrensel bir anlam taşır. Ancak, bu kavramın uygulama alanı ya da gerçek anlamı üzerine ne kadar düşündük? Alemşümul, dünyanın dört bir köşesindeki her birey, her kültür, her anlayış için aynı anlama mı gelir? Yoksa bu kelime, modern toplumların kendilerini evrensel bir biçimde tanımlama çabalarının bir yansıması mı? Dünya ile ilgili ne kadar doğru bir tasavvur sunuyor?
Gelin, bu kavramı eleştirel bir gözle inceleyelim ve arkasında yatan anlamı deşifre edelim. Çünkü “alemşümul” kelimesi, kulağa oldukça etkileyici gelse de, gerçek anlamı ve uygulanabilirliği konusunda pek çok soru işareti barındırıyor.
Alemşümul: Bir Kültürel Sınırlama mı?
Alemşümul, ilk bakışta evrensellik gibi algılansa da, aslında tarihsel ve kültürel bağlamda sıkça belirsizliklere yol açabilen bir kavramdır. Evrensellik iddiası, çoğunlukla bir güç veya düşünce sisteminin, tüm insanları veya toplulukları kapsayacak şekilde kendisini dayatması ile ilişkilidir. Bu kavram, özellikle Batı medeniyetinin dünya görüşüne dayalı ideolojilerde sıkça karşımıza çıkar. Peki ya tüm toplumlar için geçerli olan “evrensel” bir tanım gerçekten var mı?
Birçok kültür, kendi içindeki değerleri ve normları “alemşümul” olarak benimsemiştir. Ancak bu, yalnızca belirli bir kültürün bakış açısına dayalı bir genelleme yapmaktan başka bir şey değildir. Bu bağlamda, “alemşümul” kelimesi çoğu zaman, bir kültürün diğerlerine karşı bir üstünlük iddiası taşır. Hangi hakla, hangi değerler ve anlayışla, bir kavram evrensel olarak kabul edilebilir?
Bu tür anlayışlar, ne yazık ki sadece kültürel bir hegemonya arayışıdır. Her ne kadar tüm insanlığa hitap etme iddiasında olsa da, gerçekte yalnızca belirli bir toplum ya da düşünce yapısının dayatılmasından başka bir şey değildir.
Alemşümul Kavramının Toplumları Dışlayıcı Yanı
Bir başka problemli nokta ise, “alemşümul” olarak tanımlanan kavramların çoğunlukla “öteki”ni dışlamasıdır. Evrensellik, genellikle tek bir bakış açısının tüm insanlık adına geçerli olduğunu varsayar. Ama o zaman, “farklı” olanın yeri nerede? Düşünceler, inanışlar, kültürel pratikler, birer çeşitliliği simgeliyorsa, evrensellik, bu çeşitliliği ne ölçüde kucaklayabilir?
Bu noktada, kültürel çeşitliliği göz ardı ederek evrensel değerler inşa etmeye çalışmak, sosyal bir adaletsizlik ve dışlayıcılıkla sonuçlanabilir. Bir toplum, kendisini her şeyin ölçütü olarak görüp, diğer toplumları dışlarsa, “alemşümul” kelimesinin gerçekte ne kadar sahte bir kavram olduğu ortaya çıkar. Burada “evrensellik” dediğimiz şey, sadece bir ideolojiyi değil, aynı zamanda o ideolojinin kültürel anlamda zorla dayatılmasını ifade eder.
Sonuç: Alemşümul Gerçekten Evrensel mi?
Alemşümul kavramı, her ne kadar kulağa geniş bir kapsama sahip ve ideal bir dünya görüşü gibi gelse de, daha derinlemesine incelendiğinde ciddi eleştirilerle karşı karşıya kalır. Bu kavram, aslında sadece bir kültürün veya düşünce biçiminin diğerlerine dayatılması olarak kendini gösteriyor olabilir. Eğer biz, bir kavramı gerçekten “alemşümul” kılmak istiyorsak, bunun tek bir bakış açısına dayanmaması gerektiğini unutmamalıyız.
Alemşümul gerçekten evrensel bir değer midir, yoksa sınırlı bir anlayışın tüm dünyaya uygulamaya çalıştığı bir ideolojik arayış mı? Toplumları birleştirmek değil, onları tek bir doğruya mahkûm etmek amacıyla mı kullanılmaktadır? Gerçekten evrensel bir değer var mıdır, yoksa her şey kültürel bir yapının yansıması mıdır?
Ve nihayetinde, tüm bu soruların cevabını bulduğumuzda, “alemşümul”ün ne kadar gerçekçi ve uygulanabilir bir kavram olduğuna dair daha sağlam bir görüş geliştirmiş olacağız.