Hadi bakalım, sıkı durun! Bugün, oldukça ilginç bir soruyla karşınızdayım: Dünyanın en küçük köyü nerededir? Bunu sorarken, kafanızda bir “köy” tasarımı canlanabilir. O köy, muhtemelen birkaç evden, bir kütükten yapılmış bir okuldan ve belki de bir kahve dükkanından oluşuyor, değil mi? Ama sizi temin ederim, bu köy diğerlerinden çok ama çok farklı. Hazır olun, çünkü cevap sizi gülümsetebilir!
Dünyanın En Küçük Köyü: Hutt River, Avustralya
Evet, doğru duydunuz! Dünyanın en küçük köyü, Avustralya’da bulunan Hutt River adındaki minik bir yerleşim. Bir köyde olması gereken her şeyin olduğu söylenemez belki ama bu köy, dünyadaki en küçük unvanı elinde tutuyor. Hutt River, bir zamanlar, 1970’lerde bağımsızlık ilan eden bir kişi tarafından kuruldu – hem de tüm Avustralya’dan bağımsız bir “prenslik” olarak! Şaşırtıcı mı? Kesinlikle evet, ama sadece bu değil…
Peki Hutt River’ı Bu Kadar Küçük Yapan Ne?
Hutt River’ın bu kadar küçük olmasının en büyük sebeplerinden biri, aslında oldukça basit: Hutt River, toplamda sadece 75 kilometrekarelik bir alana yayılıyor. Bunu duymak biraz tuhaf olabilir çünkü bildiğimiz anlamda “köy”lerde bu kadar küçük bir yerleşim alanı, çocuk parkına ya da belki de şehirdeki tek bir sokağa denk gelebilir. Ancak burada bir detay var ki, Hutt River, birkaç bungalovdan, tek bir postaneye kadar her şeye sahip olmasına rağmen, aslında bir köy olmaktan çok, bir minyatür krallık gibi! Düşünsenize, sadece 30 kadar kişi yaşıyor. Belki de oraya taşınsanız, köyün “çiftçileri” ile bile tanışabilirsiniz.
Hutt River’da Hayat Nasıl?
Hutt River’da yaşam oldukça farklı. Burada bulunan birkaç aile, kendi toprağını ekerek ya da turistleri gezdirerek geçimini sağlıyor. Ancak, buradaki en dikkat çekici şeylerden biri, bu köyün bağımsız bir hükümet tarafından yönetilmesi. Evet, doğru okudunuz! 1970’lerde, köyün kurucusu olan Leonard Casley, Avustralya hükümetinin tarım politikalarına karşı durarak, burayı bir prenslik ilan etti. Kendisini “Prens Leonard” olarak tanıttı ve o günden beri köy, kendi krallık yasalarına sahip. Durum o kadar eğlenceli ki, turistik amaçla buraya gidenler, bazen kendilerini bir anda “prenslik”te bulabiliyorlar.
Tabii ki, buradaki yaşam tarzı bir yandan oldukça izole. Eğer bir köyde günde birkaç defa birbirinize selam vermek istiyorsanız, burada bu sosyal etkinlik biraz sıkıntılı olabilir. Zira, 30 kişinin yaşadığı bir köyde, herkes birbirini tanır. Erkekler çözüm odaklı yaklaşır, belki biraz da stratejik planlar yapar: “Bugün hangi tarlayı ekelim, hangi turist turlarını düzenleyelim?” Kadınlar ise daha empatik yaklaşır, köyün ruhunu canlı tutmaya çalışır. Herkesin birbirine nasıl yardımcı olacağını, komşuluk ilişkilerini geliştirme konusunu hiç unutmamak gerekir. Hutt River’daki insanların en büyük zenginliği, kesinlikle birbirlerine olan yakın ilişkileridir.
Hutt River’da Tatil Yapmak?
Eğer Hutt River’a gitmeyi düşünüyorsanız, bunun sadece gezi değil, aynı zamanda tarihsel bir keşif olacağını unutmayın. Çünkü oraya gittiğinizde, siz de adeta bir prens ya da prenses gibi hissedebilirsiniz! Hutt River’da pasaport alabilirsiniz ve en eğlenceli kısım, buranın kendine ait bir postası, para birimi ve hatta bayrağı olması! Kısacası, Hutt River bir tatilden çok daha fazlası: Bir “mini ulus” deneyimi.
Peki ya Hutt River’da bir gün yaşamak nasıl olurdu? Size soruyorum, kendi küçük köyünüzde yaşamak, sakin bir hayat sürmek, şehir gürültüsünden uzaklaşmak cazip değil mi? Belki de gelecekte, dünyanın dört bir yanından insanlar, Hutt River gibi minik ve sevimli yerleşim yerlerine akın ederek, bambaşka yaşam biçimlerini keşfetmeye başlayacaklar. Kim bilir, belki bir gün siz de bir Hutt River sakini olursunuz!
Şimdi, sizce Hutt River gibi bir köyde yaşamak mümkün mü? Neler düşünüyorsunuz, şehir hayatı mı daha çekici yoksa minik bir prenslikte yaşam mı? Yorumlarınızı aşağıda bizimle paylaşın ve bu komik ama düşündürücü mini köy hakkında daha fazla sohbet edelim!